Güreşiyorum Porte 131.Bölüm İzzettin Vardatlı..

Güreşiyorum /Portre 131 İZETTİN VARDARLI;Güreşçi,iş adamı,İGİK 1919′ dan yetişme ve sonrasında
Almanya’ ya göç ile berbaer güreşçilik ile yurda dönüş.Güreş ile iştigal. istanbul Güreş İhtisas ile
TGF ‘de görev. Ayrıca oğlu Feyzullah VARDARLI’ ya güreş yaptırması.(Torun İzettin ‘de geliyor..)
Güreş-İş hayatı ve aile ile süren uzun bir ömür .Seksen İki yaşında tam bir güreş aaklı güreş tarihi.
Sık olmamakla beraber oğlu milli güreşçi Feyzullah ile beraber bir araya geldiğimizde hele ki Mücahit GÜNGÖR’ de olursa
Güreş sohbetimizin sınırı yok ..
Bir ara sağlık nedeni ile rahatsızlık.
TGF Yönetiminde ilk göereve gelir gelmez ;Grekoromen stilde Sapunuv’ ada çok yardımcı ve destek vermişti.
Diyebilirimki ileriki en az yirmi yılın alt yapısının hazıralnamsına temel kazılmasının adamlarındandı.
En önemlisi ise o dönemde;
Artık eskisi gibi bir kaç sıklette değil ,artık milli takımımız tam kadro eksiksiz şampiyonalara gitmeye başlamıştı.
Birde onun zamanında; Federasyonda Grekoromen güreş As Başkanlığı oluşturuldu ve başına İzzet abi getirilmişti.
Hemen devreye gireyim: Benim İGİK 1919′ da teknik adam olarak çalışmaya başlamama İzzet abininde önemli katkısı olmuştu.
Devam edelim: Bazen bu musibet vuku bulmadan; Değerli arkadaşlarım: Osman ve Necmi ile bir kaç kez
Bayrampaşa’daki iş yerine hem onu,hemde Feyzullah’ı ziyarete gitmiştik.
Biraz detaya inelim ;
1938 yılında Makedonya’da doğdu. Kundakta geldiği İstanbul’da büyüdü.(Kaynak İGİK 1919 )
Babası manifatura ile uğraşmakta idi.
15-16 yaşlarında İstanbul Güreş Kulübü’ne yazıldı.
Önce boksa başladı, ancak antrenörlerin yönlendirmesiyle (Mehmet Ali Bekler) kulüpte grekoromen stil güreşe başladı.
İGİK’te Türkiye’nin zamanında güçlü olduğu 73-79 kilodaki güreşçilerin en iyilerinin toplandığı bir döneme
de denk geldi. Kazım Ayvaz, Yavuz Selekman, Ziya Doğan, Nahit Taşer, Mithat Bayrak, Nejdet
Uçar,Tevfik Kış gibi dünya çapında güreşçilerin yer aldığı minderde yeteneği ve azmiyle kendine yer buldu.

Vardarlı o zaman İGİK’te antrenör olarak görev yapan Adnan Yurdaer’in (Hocaların hocası)
seçtiği birkaç yetenekli güreşçi gurubunun içine dahil oldu.

Rahmetli Adnan Yurdaer Hoca’nın iyi bir özelliği de, söz konusu güreşçi gurubuyla beraber İGİK’in dışında da
Defterdar ve Kasımpaşa gibi yakın kulüplere antrenmanalara gitmesiydi.
Vardarlı, güçlü partnerle disiplinli bir şekilde çalışmasının ürününü kısa sürede aldı ve
1959’da Türkiye Şampiyonu oldu.
Dolayısıyla 1960 Roma Olimpiyat Oyunları’na hazırlanan Milli Takım’ın kampına da dahil oldu.

O dönemde Milli Takım kampında antrenör Hüseyin Erkman’dı.
Erkman’ın, tercihini Mithat Bayrak için kullanması üzerine Vardarlı kamptan ayrıldı.
1960 Roma Olimpiyat Oyunları sonrası yurt dışına giden sporcular kervanına o da katıldı.
133.Bölüm Özkan SEVSAY’ da dile getirmiştim.

Almanya’da sıkı ve disiplinli bir çalışma sonunda yatırım yapabilecek kadar bir sermaye birikimi ile
yurda döndü. İstanbul’da ‘Ticaretin Üniversitesi’ olarak nitelenen Sultanhamam’da tekstil işi ile
uğraşmaya başladı.
İşlerinin yanında çok sevdiği güreş antrenmanlarına da yer ayırıyordu.
İstanbul Güreş Kulübü’nde bir gün 90 kiloda güreşen Ahmet Bozman ile antrenman yaparken bir talihsizlik
sonucu sakatlandı. İyileştikten sonra yine antrenmanlara başladı.

İGİK’in yeni tesislerine kavuşması için çaba gösterenlerin arasında idi.
İşte tamda burada 1960′ lı yıllardan itibaren:
Kulübün önündeki en önemli sorun ise tesis sorunuydu.
Vakıflara ait olan kulüp binası eskimiş ve
ihtiyaca cevap veremez hale gelmişti. Bir diğer problem ise yurt dışına sporcu göçü olmasıydı.
Bu durum Türk güreşini olumsuz etkilemişti.
Uzun süre Avrupa ve dünya minderlerinde eski parlak başarıları elde edemiyordu Türk güreşi.
Elbette İstanbul Güreş İhtisas da bu durumdan olumsuz
etkileniyordu. Zaman zaman Balkan Şampiyonaları ile Akdeniz Oyunları’nda elde edilen başarılar
yüzümüzü güldürüyordu. Başta; İzzettin Vardarlı, Nahit Taşer, Yavuz Selekman, Sırrı Acar, Vahap Pehlivan, İbrahim Yurdaer,
Ali Kazan, Asım Pehlivan, Mehmet Gürbüz, Tahsin Turgut, Muhsin Altun, Cumali
Balçıkanlı, Ramazan Özbek, Talat Makaracı, Halil Ermiş, Şefik Namlı bu dönemde Balkan, Avrupa ve
Dünya Şampiyonalarında dikkat çeken İstanbul Güreş İhtisas Kulübü sporcuları oldular.

1970′ li yıllarda;
70’li yıllarda yurt dışında arzu edilen başarıların gelmediği güreş minderlerinde süre gelen ilginç
gelenekler de vardı. Bunlardan biri de eski şampiyonların, güreş ustalarının, değerli antrenörlerin genç
güreşçilerle sık sık bir araya gelerek anılarını anlatmaları, tecrübelerini aktarmalarıydı.
Antrenmanlarda veya antrenman sonrası minderde bağdaş kuran güreşçiler, ustalarının etrafında halka
oluşturmak suretiyle veya bir lokalde gerçekleşen çay sohbetlerinde güreş anıları dinlerlerdi. Yılları
İGİK’de geçmiş olan olan Saim Arıkan, Adnan Yurdaer, Mehmet Ali Bekler, Yusuf Aslan, Fehmi
Büyükmutlu, Gazanfer Bilge, Mustafa Dağıstanlı, Ertuğrul Bolgi, Halil Kaya, Müzahir Sille, Nahit
Taşer, Salih Tezel, Ali Özcan, İzzettin Vardarlı, Lütfi Çiçekçisoy, Mehmet Türüt, Muhsin Altun,
Mithat Bayrak, Kazım Ayvaz gibi değerli şampiyonlar genç güreşçilere adeta güreş ve hayat dersleri
verirlerdi.
YENİ TESİS İÇİN İLK ADIMLAR;
25 Ocak 1970’de yapılan Olağan Genel Kurul’da Av.Ahmet Mukbil Yazman Kulüp Başkanlığına,
Burhan Pandül Başkanvekilliğine, Salih Tezel Genel Sekreterliğe, Ali Özcan Muhasipliğe, Muzaffer
Işık, Dr.Bekir Avar ve Bekir Yolcu Üyeliklere seçildiler.
Yeni yönetim iş başı yapar yapmaz hedefini, bir an önce yeni ve kalıcı bir spor tesisini kulübe
kazandırmak olarak belirledi. Zira mevcut vakıf binası oldukça eskimiş ve talepleri karşılayamayacak
duruma gelmişti. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü de binanın terk edilmesi için kulüp yönetimine
baskı yapmaktaydı. Yazman başkanlığındaki yönetim bir yandan da kulübün içinde bulunduğu
ekonomik darboğazı aşmanın yollarını aramaktaydı. Buna karşın kulüp sportif faaliyetlerini zorlu
koşullarda da olsa aksatmadan sürdürüyordu. Koşulların ne kadar zorlu olduğunu bir kaç örnekle
anlatmak gerekirse şunları söyleyebiliriz:
Sporcuların antrenmanlarını yaptığı Fatih Tabhane Medresesi’nde salon soba ile ısınmakta, duşlarda
kalorifer olmadığı için sular odun ateşi ısıtılmaktaydı. Brandaya benzer ilkel minderlerde antrenman
yapılmaktaydı. Ağırlık çalışmaları yapılan aletler eskimiş, hurdaya çıkmış vaziyetteydi. Güreş
ayakabısı bulunmadığı için normal spor ayakabıları kullanılmaktaydı.
Durumun vehametini gören A.Mukbil Yazman, Bekir Avar, Saim Arıkan, Salih Tezel, Ali Özcan,
Burhan Pandül, Ahmet Harmancı, Bekir Yolcu, Muzaffer Işık, İzzettin Vardarlı gibi eski ve yeni
yöneticilerin yer aldığı heyetler tesis yeri için sık sık dönemin Belediye Başkanı Fahri Atabey’i ikna
turlarına çıkıyordu. Yöneticilerin ısrarlı çabaları sonunda meyvesini verdi ve Başkan Atabey, kulübün
bugünkü tesislerinin bulunduğu araziyi 49 yıllığına, inşaatı Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü
tarafından yapılması kaydıyla İstanbul Güreş İhtisas Kulübü’ne tahsis etti.

1978 VE KURUMSALLAŞMA
Tesisin inşası yaklaşık üç yıl sürdü ve 1977 yılı sonunda tamamlandı. Fatih Camii’nin itfaiye
yönündeki çıkışında, köşede bulunan ve 1939’dan itibaren kulübün yuvası olan Tabhane
Medresesi’ndeki kulüp lokali böylece Aksaray Çıngıraklı Bostan Sokak’taki tesislere taşındı. 10 Nisan
1977 tarihinde yapılan genel kurulda da Av.Ahmet Mukbil Yazman başkanlığında Lütfi Çiçekçisoy,
Ali Özcan, Salih Tezel ve İzzettin Vardarlı’nın yer aldığı yeni yönetim kurulu oluşturuldu.
devamını..
İGİK1919 adlıkitaptan takip edebilirisiniz..
İstanbul Güreş İhtisas Kulübü 1919 Kitabının Linkide ekte..
https://drive.google.com/file/d/0B7StkZ3q0GzVVDAyZ0x3MGI5bzA/view

İGİK’in yeni tesislerine yerleşmesi sonrası değişik defalar yönetimlerde yer aldı.
Güreş Federasyonu’nda grekoromenden sorumlu asbaşkan oldu.
Zaman zaman da basında köşe yazıları yazdı.
Başarılı iş adamlığının yanısıra İGİK’le bağı bugün de devam eden
İzzettin Vardarlı’nın oğlu
Feyzullah Vardarlı da Yaş gruplarında Türkiye şampiyonu oldukatan sonra
Yıldız ve gençlerde milli takımlarda Avrupa-Dünya şampiyonalalrında milli mayo giydi.

Anılar;
İzzet abiye her gittiğimde; Ne mi konuşmadık ! Güreş dışında hiç bir şey.
Bir döneme güreşte igik’te damga vuran İzzet abi ve oğlu Milli Güreşçi Feyzullah Vardarlı yı ziyaretlerimde
Konu yüzde yüz güreş olurdu.

Basından;
Ben dahil bizide milli takım kafilesi dışından sağolsun gönderdi.
Dünya Grekoromen Güreş Şampiyonası yarın başlıyor.
Sapımnv: En az bir altın madalya alırız. Spor Servisi
— Dunya Grekoromen Güreş Şampiyonası, yann Bulgaristan’ın Varna kentinde başlıyor.
Istanbul Mersinli Ahmet Spor Tesisleri’nde yaklaşık 20 gün kamp yapan güreş milli takımında 10 sporcu ve 4 antrenör
yer alıyor.
Karayolu ile önceki gece geç saatlerde Varna’ya varan grekoromen gureş milli ta-
kımının dünya şampiyonasında en az 1 altın madalyayı hedeflediği belirtildi.

İyi kura çekilmesi halinde 48,62, 74 ve 100 kilolarda madalyaya yakın olduğumuzu açıklayan grekoromen güreş milli ta-
kım baş antrenörü Gennady Sapnnov, 20 yıldır bocalama devresinde olan grekoromene cesaret aşılamaya çahştığını söyledi.

Türk güreşçilerinin teknik yönden zayıf olduğunu açıklayan Sapunov, şampiyonada
Sovyetler Birliği ile Yugoslavlann zayıf ekiplerle mücadele edeceğini, bunun madalya şansımızı arttırdığıru kaydetti.
Son derece yararlı geçtiğini söylerken güreşçilerin de bir hayli hırslı olduğunu belirtti.

Antrenörler Serhat Karadağ,Bilal Tabur ve Salih Bora da şampiyonada en az 3 madalya
kazanacaklanm iddia ettiler.

özellikle Salih Bora
“Güreşciyken yasadığım mutluluğu bu kez antrenörlük hayatımda tatmak istiyorum” dedi.
Grekoromen güreş milli takımı kadrosunda
şu gureşçiler bulunuyor:
48 kilo: ömer Elmas,
52 kilo: ömer Esmer,
57 kilo: Erguder Pekişdamat,
62 kilo: M.Akif Prim,
68 kilo: Birol Bayraktar,
74 kilo: Erol Koyuncu,
82 kilo: Elvan Mert
90 kIlo:Hakı Başar,
100 kilo: Tahir Yımaz,
ağır Şaban Donat.

Varna’da bugün gureşçileri-
miz tartıya çıkacak ve kura çe-
kimi yapılacak.
PERDE ARKASI

Seçim heyecanı güreşi tuşladı
Kafile Başkanı ASırrı Acar
Grekoromen güreş miUi takımının kafile başkanlığuıı yapan
Sırn Acar da şampiyonadan bir hayli umutlu.
Acar, kampın son..
Grekoromen güreş milli takımında bü-
yük bir antrenör ‘krizi’ yaşanıyor.

Grekoromenden sorumlu asbaşkan Iz-
zettin Vardarlı’nın istifasına neden olan bu
kriz, son olarak da grekoromenın ikinci
adamı olarak gösterilen Tamer Ağgan’ın
görevden aynlmasına neden oldu…

Yıllardır büyük başan elde edilemeyen
grekoromende Sovyet çalıştıncı Sapunov’-
un gelişi ile gözle görünen bir diriliş ger-
çekleşiyordu…
önce Tevfik Sarpkaya,
ardından da
Yücel Seçkiner’in bu stile ağır-
lık vermesi grekocuları umutlandırmıştı.

Hele hele
Izzettin Vardarlı’nın tüm zamanını sporculara ayırması, takımı olumlu
yönde etkiliyordu.
………..
Devamı; Cumhuriyet arşivinde..

Yazımızı
Rahmetli Ali Gümüş’ ün Göç ve Almanya ile ilgili alıntısı ile kapatıyoruz..
Yazımızı; Rahmetli Ali GÜMÜŞ’ ün yazısı ile sonlandıralım..
Rahmetli;Ali gümüş’ ten “Yeni Şafak”
Sporcu göçü.
Türkler’in Almanya’ya göçünde tam 40 yıl doldu,
şimdi bununla ilgili çeşitli toplantılar düzenleniyor ve medya konuya eğiliyor.
Bir süre önce Yeni Şafak’ta 40 yıl önceki göçün öyküsünü yazdım.
Bugün de güreş açısından meseleyi dile getirmek istiyorum:
Bir zamanlar Fatih Camii yakınlarındaki Güreş İhtisas Kulübü’nde çalışırken,
önemli sporcular olmadığında bazı arkadaşlarımla birlikte idmanlara çıkmadığımızı hatırlıyorum.
Mustafa Dağıstanlı, Hüseyin Akbaş ve hele-hele Yaşar Doğu o gün kulüpte ise idman atmosferi de buna göre doruğa yükselirdi.
Güreş kulüplerinde sessizliğin başlamasında Almanya’ya göçün izlerini buluruz.
Çifte Olimpiyad Şampiyonlarımızdan Mithat Bayrak, bir gitti pir gitti, hâlâ oralarda.
1960 Roma Olimpiyadları Şampiyonlarımızdan Ahmet Bilek, gurbette intihar etti.
Dağıstanlı ile başa-baş maçlar atan Seyfi Özel’i trafik kazası sonunda yitirdik.
Hamit Aslan, Yaman İnanç, Ziya Doğan,
Özkan Sevsay, Tan Tarı, Hasan Akyol, Mazhar Cengiz, İzzet Büyük, Münir Çalışkan, Osman Kambur,
Attila Oktav, Attila İzbilir, Hayrullah Şahin,
Ahmet Tiren, Vahit Uysal, Ali Yağmur, Kazım Yıldırım, Fahrettin Çankaya, hep gurbet yollarında pehlivanlıklarını yitirdiler.
Roma Olimpiyadları Şampiyonlarımızdan Müzahir Sille gurbette en azından 25 yıl kaldıktan sonra vatana döndü.
Tokyo Olimpiyadları’nın altın adamlarından Kazım Ayvaz, 35 yılı aşkın süreden beri İsveç’te yaşıyor.
Emin Rençber, gelecek vaad eden ağırlardandı,
gurbette eridi gitti.
Cevat Erdoğan’ın İsveç macerası da en azından 40 yılı aştı.
Bilal Tabur, 25 yıl ekmeğini gurbette aradı.
Vehbi Akdağ, kardeşi Ahmet, Fahrettin Akbaş, Seyid Ahmet Ağralı da yıllarca Alman minderlerinde ter döktüler.
Sofya’da düzenlenen son dünya şampiyonasında üçüncü kuşak gurbetçilerimizden
Vahap Hanlı, 63 kiloda Almanya’yı temsil etti
Ama madalya alamadı.
Almanya’ya göç treni sanki ilk kez güreş kulüplerimize daldı,
minderler birdenbire boşaldı.
Müzahir Sille’nin Witten bölgesinde birinci olduktan sonra (1962) bana gönderdiği kartpostalı hâlâ saklarım.
Arkasında şu satırlar yazılıdır:
“Türkiye’de 10 defa Olimpiyad Şampiyonu olacağına Almanya’da bir kere bölge şampiyonu ol daha çok itibar görürsün…”
İlk yıllarda ikinci, üçüncü el otomobil satın alanlar konvoy halinde yazı geçirmek için Türkiye’ye gelirlerdi.
Güreşçilerin, seçilmiş sporcuların dışında pek çok gurbetçimiz oralarda vasıfsız işçi olarak çalıştılar.
Giderek piramit değişti.Şimdilerde 2 milyonu aşan gurbetçimizin yılda 100 Milyar Mark’a yakın ciroyu bulan işler yaptıklarını iftiharla duyuyoruz.
40 yıl içinde en az bu kadar meblağı da Türkiyemize gönderdiler.
Müzikte, şiirde, felsefede adeta erişilmez yapıtlar meydana getiren Almanlar,
Alpin ve Slavlarla karışıktırlar,
Almanlar dolikosefal, Alpinler ise Brakisefal’dirler.
Ülkenin kuzeyinde yaşıyanlar Protestan, güney Almanya ise Katolik’tir.
Derler ki Almanlar’da Neron gibi eziyet etme alışkanlığı vardır.
Düşünür Gobineau, Almanlar için “üstün ırk” teorisini ortaya atmıştı.
Her ne olursa olsun, endüstride rasyonelleşmeyi gerçekleştiren ilk ulus olduklarını hiç unutmuyor,
ama oralara giden güreşçilerimize yanıyorum.

Gurbetçi ilk güreşçi
1924 Paris Olimpiyadları’na katılan Milli Takımımızın kaptanlığını yapan Dürrü Sade (75 kilo) Almanya’ya giden ilk güreşçimizdir.
1960’larda vatana döndüğünde Küçükyalı’daki evlerinde onu ziyaret etmiştim. Helga adında bir bayanla evliydi ve çocukları yoktu. Farsça isim taşıyan ve Türkçe anlamı “Saadet İncisi” demek olan Dürrü Sade, o gün bana şunları anlatmıştı: “Macar antrenör Raul Peter Türkiye’ye gelinceye kadar (göğüs çarprazı, kravat, kafakol ve tekkol)’la rakiplerimizi yenmeğe çalışırdık. Peter, Türkiye’ye (burgu, suples, tek-çift kle ile kafakol)’un çeşitlerini getirdi. Hababam hamurişi yer kilo almayı pehlivanlık sanırdık. Peter bizlere ızgara et, salçasız yemek ve meyva yeme alışkanlığı aşıladı.”
İlk gurbetçi güreşçimiz 24 Eylül 1979 tarihinde (77 yaşında) vefat etti.
Bekir Rafet; Almanya’ya göç eden ilk Türk sporcusu Bekir Rafet’tir.
İstanbul Güreş İhtisas Kulübü 1919 Kitabının Linkide ekte..
https://drive.google.com/file/d/0B7StkZ3q0GzVVDAyZ0x3MGI5bzA/view

Benzer Haberler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Haberi Paylaş

spot_img

Son Haberler

Bülten

Güncel kalmak için abone olun

avrupa yakası escortbeşiktaş escortbeyoğlu escortnişantaşı escortetiler escortesenyurt bayan escortbeylikdüzü bayan escortavcılar bayan escortşirinevler escortataköy escort