Bora,Çebi,Kayaalp,Akgül,Baumgartner ve Demir’ den

Bora,Çebi,Kayaalp,Akgül,Baumgartner ve Demir’ den… www.guresiyorum.com

Güreşe “teknik müdahale” başarı getirdi

Güreş Milli Takımları’nın teknik kadrosundaki yeniden yapılanmanın ardından Türkiye, 18 yıl aradan sonra yeniden başarılı günlerine döndü.

Türkiye Güreş Federasyonu, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 12-28 Haziran’da gerçekleştirilen 1. Avrupa Oyunları’nın ardından milli takımların teknik kadrosunda, “2016 Rio Olimpiyatları öncesi yeni bir heyecan yakalamak” amacıyla yeniden yapılanmaya gitti. Bu kapsamda serbest güreş milli takımı teknik direktörlüğüne İbrahim Akgün, bayan milli takımının başına ise İsmail Kosukoğlu getirilirken, grekoromen güreş genç milli takımı ise büyükler milli takımı teknik direktörü Salih Bora’ya bağlandı.

Teknik kadrodaki yeni yapılanmanın ardından ABD’nin Las Vegas kentinde düzenlenen ilk dünya şampiyonasında erkekler serbest stil 125 kiloda Taha Akgül, grekoromen stil 130 kiloda Rıza Kayaalp ve 80 kiloda Selçuk Çebi ile şampiyonluk kürsüsünde yer alan Türkiye, tekrar başarısıyla adından söz ettirdi.

Ayrıca şampiyonada, serbest stil 86 kiloda Selim Yaşar gümüş, serbest stil 70 kiloda Yakup Gör ve kadınlar 58 kiloda Elif Jale Yeşilırmak bronz madalya elde etti.

Yeniden milli takıma döndü, zirve yaptı
Grekoromen Güreş Milli Takımını belirli dönemlerde çalıştırarak birçok başarıya imza atan teknik direktör Salih Bora’nın tekrar takıma dönüşü, yeni madalyalar getirdi.

2011’de Azerbaycan Milli Takımı’nın başına geçen Bora, Türkiye’ye dönerek 2015’te yeniden Grekoromen Güreş Milli Takımı’nın teknik direktörlüğüne getirildi.

Grekoromen güreşte milli takıma 1997 ve 2009 yılında ikişer altın madalya kazandırarak, önemli başarıya ulaşan Bora, bunu ABD’deki dünya şampiyonasında tekrarladı.

Salih Bora, yaptığı açıklamada, elde edilen başarılardan dolayı ülke olarak gurur duyduklarını söyledi.

Şampiyonanın, 2016 Rio Olimpiyatları öncesi ciddi bir sınav şeklinde geçtiğini anlatan Bora, “Çok sert maçlar yapıldı. Bizim de zayıf olduğumuz sıkletler var. Buna rağmen, organizasyonda Küba, Rusya, Azerbaycan gibi favori ve güçlü ülkeler bile 2 altın kazanamadı. Sporcularımız hak ederek kürsünün zirvesinde yer aldı” ifadelerini kullandı.

Milli takımda görev aldığı 2009’da grekoromende takım halinde dünya birincisi, 1997’de ise dünya ikincisi olduklarını anımsatan Bora, şöyle konuştu:

“Şampiyonada ülkemiz adına sporcularımız güzel başarılar elde etti. Şampiyon olmak için çalıştılar. Güreşte kurallar değişti. Sporcularımıza yeni kurallara göre antrenman programını uyguluyoruz. Devre puanı uygulaması, sürede değişiklik gibi yenilikler var. Ayaktaki oyunların önemi çok arttı. Önemli olan buna göre, teknik çalışma yapmak. Biz değişikliği iyi uyguladık ve sporcular da neticeye ulaştı.”

Deneyimli tek adam, şampiyon olmak için sadece antrenörün çabasının yeterli olmayacağını dile getirerek, “Sporcu daha çok istemeli” dedi.

2016 Rio Olimpiyatları için alınması gereken 5 vizenin daha bulunduğuna işaret eden Bora, “Bundan sonra eksik kotaları almak için çalışacağız. Ancak almak yeterli değil ve olimpiyatlarda iddialı konuma gelmek istiyoruz” diye konuştu.

 

Selçuk Çebi, güreş tarihine geçti

ABD’nin Las Vegas kentinde organize edilen Dünya Güreş Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Selçuk Çebi, Hamza Yerlikaya’dan sonra güreş tarihinde grekoromen stilde üç kez dünya şampiyonluğuna ulaşan isim oldu.

Bugüne dek 6 kez dünya şampiyonalarına katılan Trabzonlu milli sporcu, 2009 yılında Danimarka’da, 2010 yılında Rusya’da ve bu yıl da ABD’de olmak üzere üç kez dünya şampiyonluğuna ulaştı. Çebi, 2011 yılında İstanbul’da gümüş, 2014 yılında Özbekistan’da bronz madalya elde etti.

Çebi, yaptığı açıklamada, grekoromen stilde 3. kez dünya şampiyonluğuna ulaşmasının kendisine ayrı gurur verdiğini belirterek, “Güreş tarihinde Hamza Yerlikaya’dan sonra 3 kez bu başarıyı göstermek bize nasip oldu. Bunun gururu ve onurunu yaşıyoruz” dedi.

Dünya şampiyonalarında 6 kez mücadele ettiğini  kaydeden Çebi, “Spor hayatım boyunca dünya şampiyonalarında 5 madalya aldım. Sadece bir dünya şampiyonasında boşum oldu. Mazeret değil ama çocuğumun ameliyat durumu vardı. Aile sıkıntımız şampiyonaya denk gelmişti. Allah’ıma hamdolsun ki gittiğim her yerden yüzümün akıyla dönmek nasip oldu” ifadelerini kullandı.

İlk şampiyonlukların hiç unutulmadığını ifade eden Çebi,  “Danimarka’daki ilk dünya şampiyonluğum daha farklıydı. Aynı atmosferi ve aynı sevinci her zaman yaşadığınız zaman bazı şeyler klişe oluyor. Başarıya alışıyorsunuz, sevenleri de alıştırdık. Belki 2009 yılındaki aynı heyecanı, mutluluğu yaşamamış gibiyim ama onun gururu mutluluğu farklı, tarih yazmanın farklı. 3 kez dünya şampiyonluğu yaşamak da unutulmayacak bir şey” diye konuştu.

“Buruk sevinç yaşadık”
Çebi, ülkedeki terör olayları nedeniyle şampiyonluğunun buruk sevincini yaşadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
“En azından aldığımız bu başarılar belki şehit ailelerinin, yakınlarının içlerini ferahlatmıştır. O gururu, mutluluğu onlara da inşallah yaşatmışızdır. O şehitlerimiz de sadece o annelerin, evlatların, babaların şehitleri değil . 78 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, hepimizin şehitleridir. Tabii ateş düştüğü yeri yakar, anne babalarına, yakınlarına sabır diliyorum. Yaptığımız başarılara sevindik, bir yandan da sevinemedik. ABD’de her gün şehit haberleri geliyordu. Bunlar bizi üzdü ama kendi işimize yapmaya ve ülkemize altın madalya getirmeye çalıştık.”

Ülkede yaşanan üzüntüler nedeniyle şampiyonaya motive olmakta zorluk yaşadıklarını kaydeden Çebi, “Bir taraftan da madalya almamız gerektiğine inanıyorduk. En azından ‘onlara bir nebze moral olur’ düşüncesi bizi farklı kamçıladı. Hem olumlu hem olumsuz etkilendik. Keşke bunların hiçbiri olmamış olsaydı, bizim ülkemiz için daha iyi olurdu. Yeri geldi tarih yazdık, 3 kez dünya şampiyonu olduk ama  ülkemizde şehitler olmasaydı. Şehitler, annelerin gözyaşları olmasaydı da biz tarih yazmasaydık” dedi.

“Olimpiyatlarda 2-3 altın madalya”
Çebi, milli takımın 18 yıl sonra dünya şampiyonasında 3 altın madalya elde etmesinin ilerisi için önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Önümüzde olimpiyatlar var. Bir ülkede her zaman bütün yatırımlar sporda olimpiyatlaradır. Biz şunu gösterdik ki güreş camiası olarak serbest, grekoromen, bayanlarda olimpiyata hazırız, bunun bilincindeyiz. Ülkemizin bizden beklentisini biliyoruz. Olimpiyat denildiği zaman akla her zaman güreş gelmiştir. Bugüne kadar 39 altın madalyanın 30’u güreşte elde edilmiştir. 11 ay sonra Rio’da olimpiyat yapılacak. Olimpiyatlarda güreşte milli takımın en az 2-3 altın madalya alacak kapasitesi olduğunu düşünüyorum. Onun inancındayız. Formumuzu, çalışmamızı ona göre ayarlayabilirsek oradan 2-3 altın madalya ile döneriz ama ikincilik, üçüncülük de olabilir. İyi bir şekilde olimpiyatlardan döneceğimize inanıyorum.”

Dünya şampiyonasında 80 kiloda kota olmadığı için daha önce iki kez dünya şampiyonluğu yaşadığı 75 kiloda olimpiyat vizesi almak istediğini belirten Çebi, “Önümüzde mart, nisan, mayıs aylarında olmak üzere 3 turnuva var. Bu turnuvalarda olimpiyat vizesi almak istiyorum. Daha sonra olimpiyat madalyası hedefliyorum” diye konuştu.

Siyaset düşüncesi
Çebi, 25. dönemde AK Parti’den milletvekili aday adayı olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
“Orada şundan yola çıkmıştık, ‘dünyada bir ilk olsun’ istemiştik. Dünyada bir milletvekili olarak olimpiyatlarda yarışmış bir sporcu yoktu. ‘Biz bunu başarabiliriz’ düşüncesiyle dünya ve olimpiyat şampiyonasında vekil olarak katılmak istemiştim. Ondan sonra da spor hayatımıza hizmet yönünde bir atılım yapmıştık, nasip olmadı ama olmayacak diye bir şey yok. Siyaseti bırakıp hemen kampımıza döndük ve kısa zamanda hemen toparlayabildik. Olimpiyattan sonra olmayacak diye bir kaide yok. Her yaşta olimpiyat şampiyonu olamazsınız ama siyasette vekillik her yaşta olabilir. Biz düşünüldükten sonra, biz de sporu bıraktıktan sonra siyaseti düşünebiliriz.”

 

Ve Rıza Kayaalp ile Taha Akgül bu hakkı elde etti

ABD’nin Las Vegas kentinde düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Rıza Kayaalp ve Taha Akgül için 30 yaşından sonra yeni bir dönem başlayacak…

“Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Spor Müşavirleri Atanma ve Çalıştırma Yönetmeliği”ne göre, iki kez dünya şampiyonluğuna ulaştıkları için iki sporcunun da 30 yaşından sonra atamaları yapılabilecek.

25 yaşındaki Rıza Kayaalp 2011 ve 2015, 24 yaşındaki Taha Akgül de 2014 ve 2015’teki dünya şampiyonalarında altın madalya kazanarak, müşavirlik kadrosunu hak etti. İki sporcu da 30 yaşına ulaştıklarında spor müşavirliği kadrosuna atanabilecek. Başarılı güreşçiler, bakanlık veya genel müdürlük bünyesinde çalıştırılabilecek.

Üçüncü kez dünya şampiyonluğu elde eden Selçuk Çebi ise daha önce müşavirlik kadrosuna atanmıştı.

Yönetmeliğe göre spor müşaviri kadrosu alabilmek için olimpiyat şampiyonluğu veya olimpik spor dallarından birinde büyükler kategorisinde birden fazla dünya şampiyonluğu kazanmak, 30 yaşını doldurmuş ve 65 yaşından büyük olmamak gerekiyor.

 

Baumgartner unutulmaz güreşi anlattı

Dünya güreşinin iki önemli ismi Bruce Baumgartner ve Mahmut Demir attıkları güreşle 1994 İstanbul’daki Dünya Şampiyonası ve 1996’daki Atlanta Olimpiyat Oyunları’na yazdırmışlardı.

Dünya güreşinin iki önemli ismi, attıkları güreşle 1994 İstanbul’daki Dünya Şampiyonası ve 1996’daki Atlanta Olimpiyat Oyunları’na yazdırmışlardı. 19 yıl önceki Olimpiyat’taki unutulmaz güreşi Bruce Baumgartner, Las Vegas’ta sona eren Dünya Şampiyonası’nda anlattı. Şampiyonanın yapıldığı Orleans Arena’da ilgi odağı olmaya devam eden ve turnuva boyunca sayısız imza verip, hayranları ile resim çektiren Baumgartner aradan onca yıl geçmesine rağmen ülkesinde “Şampiyon” olarak çağrılmaya devam ediyor.

22’Sİ ALTIN OLMAK ÜZERE 35 MADALYALI ŞAMPİYON 
Dünya’da hali hazırda en iyiler arasında dördüncü sırada bulunan 22 altın, 9 gümüş, 4 bronz madalyası bulunan Bruce Baumgartner, Mahmut Demir ile karşılaşmadan önce, “Bileği Bükülmez” bir şampiyon olarak ünlenmişti. nu yenecek bir pehlivan Amerikalılara göre henüz ortada yoktu. Bu yüzden Baumgartner’in karşısına çıkan ona dayanmıyor, ya tuş olup kaybediyor, ya da açık sayı farkıyla minderden yenik ayrılıyordu.

BU DEVRİN BİTTİĞİ İKİ İKİ TURNUVA
Mahmut Demir ile sıcak temas 1994 Dünya Şampiyonası’nda gerçekleşti. İstanbul’da yapılan turnuvada Mahmut Demir, bileği bükülmez şampiyonu yendi. Türk Güreş tarihine adını o gün Altın harflerle kazıyan Mahmut Demir ismi iki yıl sonra ise sikletinde zirveye çıktı. Tüm sporcuların hayali olan Olimpiyat Şampiyonluğa baş koymuştu 130 kilodaki ünlü Türk Şampiyonu.

Derken 1996 Atlanta Yaz Olimpiyat Oyunları geldi çattı. Atletizm ve diğer spor dallarının yanısıra herkes olası bir finali yaşatacak Baumgartner-Demir güreşini beklemeye başladı. Va nihayet o an geldi çattı.

Salon tıklım -tıklım dolmuş ve güreşte başlamıştı. Dakikalar ilerledikçe Mahmut müsabakaya ağırlığını koydu. Baumgartner iyiden iyiye gerilmiş, oyun yapamıyor ve yorgunluk alametleri iyice kendini gösteriyordu.

İŞTE O TARİHİ AN
Nihayet Mahmut Demir’i Olimpiyat Şampiyonu yapan o atağı geldi. Tek dalıp bastırdı. Puanı aldı ve sonra Baumgarntner’in kafasını elişle mihdere yapıştırıp o tarihi pozunu verdi. İşte fotomuhabirlerinin bu anı tespit ettiği anı, Las Vegas’ta Bruce Baumgartner’e sorduk.

Hafif bir tebessüm etti sonra eşine bir baktı, sonra tekrar bize döndü.
“Mahmut benim sayemde ünlendi. Hem Dünya, hemde Olimpiyat Şampiyonu olurken benimle güreşti.Unutamayacağı iki madalyayı ben verdim., Benimle ünlendi ala haketti. Büyük bir güreşçi idi.

MAHMUT DEMİR KİMDİR?
20 Ocak 1970 tarihinde Amasya ilinin Suluova Dereköy’de ailesinin 5.nci ferdi olarak dünyaya geldi. Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonu olmuş, Türk Milli mayosunu 220 kez giymiş, dünya güreş literatürüne adını “Türk Tankı” olarak yazdırmış bir güreşçidir.

1984 YILINDA GÜREŞE BAŞLADI
1984 yılında güreşe başladı. Ulaştırma ve TEDAŞ spor kulüplerinde güreş yaptı. Güreş kariyeri boyunca Alaattin Yıldırım, Nabi Bayram ve Yakup Topuz ile çalıştı. Atlanta 1996 Olimpiyat Oyunları finalinde Beyaz Rusyalı eski olimpiyat şampiyonu Alexander Medvedev’in oğlu Aleksei Medvedev’i yenerek serbest güreşte 28 yıl aradan sonra Türkiye’ye altın madalya kazandırdı. 1997 yılında güreşi bıraktı. Doğduğu yerde yapılan bir spor salonuna kendisinin ismi verildi. Şu anda kendisi FILA nezdinde düzenlenen 2006 yılı Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Şampiyonluğunu kazanan Amasya Şekerspor Kulübü’nün onursal başkanlığı yanında Amasya Pancar Ekiciler Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Amasya Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu başkanlığını da sürdürmektedir. Amasya’nın Türkiye Cumhuriyeti Üstün Hizmet Madalyası sahibi tek ismidir. Evli iki çocuk babasıdır.

GEÇMİŞTEKİ BAŞARILARI
1986 yılı Sonbor, Yugoslavya’da Gençler Serbest stil 130 Kg da Balkan 2.

1986 yılı Schiffertadt, Federal Almanya’da Gençler Serbest stil 100 Kg da Dünya 6.

1986 yılı Linköping, İsveç’te Ümitler Serbest stil 100 Kg da Avrupa 4.

1987 yılı Selanik, Yunanistan’da Gençler Serbest stil 130 Kg da Balkan 2.

1987 yılı Katovice, Polonya’da Gençler Serbest stil 115 Kg da Avrupa 3.

1988 yılı Walbrzych Polonya’da Ümitler Serbset stil 130 Kg da Avrupa 5.

1988 yılı Köstence, Romanya’da Gençler Serbest stil 100 Kg da Balkan 2.

1989 yılı Ulan Bator, Moğolistan’da Ümitler Serbest sil 100 Kg da Dünya 2.

1989 yılı Martign, İsviçre’de Serbest stil 100 Kg da Dünya 5.

1990 yılı Sakarya’da Gençler Serbest stil 100 Kg da Balkan 1.

1990 yılı Finlandiya’da Ümitler Serbest stil 100 Kg’ da Avrupa 1.

1990 yılı Poznan Polonya’da Serbest stil 100 Kg da Avrupa 3.

1990 yılı Tokyo, Japonya’da Serbest stil 100 Kg da Dünya 7.

1991 yılı Varna, Bulgaristan’da Serbest stil 130 Kg da Dünya 5.

1991 yılı Atina, Yunanistan’da Serbest stil 130 Kg da Akdeniz Oyunları 1.

1991 yılı Stutgart Almanya’da Serbest stil 130 Kg da Avrupa 3.

1992 yılı Kaposhvar Macaristan’da Serbest stil 130 Kg da Avrupa 2.

1992 yılı Barcelona Olimpiyatlarında Serbest stil 130 Kg da 4.

1993 yılı İstanbul’da Serbest stil 130 Kg da Avrupa 1.

1994 yılı Roma, İtalya’da Serbest stil 130 Kg da Avrupa 2.

1994 YILI İSTANBUL’DA SERBEST STİL 130 KG DA DÜNYA 1. (Baumgartner’i yenerek)

1995 yılı Friborg, İsviçre’de Serbest stil 130 Kg da Avrupa 1.

1995 yılı Atlanta, A.B.D’de Serbest stil 130 Kg da Dünya 5.

1996 yılı Budapeşte, Macaristan’da Serbest stil 130 Kg da Avrupa 1.

1996 YILI ATLANTA OLİMPİYATLARINDA SERBEST STİL 130 KG 1. (Baumgartner’i yenerek)

 

Benzer Haberler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Haberi Paylaş

spot_img

Son Haberler

Bülten

Güncel kalmak için abone olun

avrupa yakası escortbeşiktaş escortbeyoğlu escortnişantaşı escortetiler escortesenyurt bayan escortbeylikdüzü bayan escortavcılar bayan escortşirinevler escortataköy escort